Murat Erat 32 yaşında. Sivas’tan İstanbul’a göçmüş bir ailenin ikinci kuşak temsilcisi. Henüz genç yaşına rağmen dünyaca ünlü politikacıların, iş adamlarının ve sanatçıların evini sil baştan yeniden döşüyor. Klasik saray mobilyaları tasarlayan ve üreten Asortie Mobilya markası ile birçok ülkenin devlet başkanlarının, politikacıların, sanatçı ve iş adamlarının VİP salonlarını dekore ediyor. Ünlü İtalyan Mimarı Anacletto Mariani ile ortak çalışmalar yapan Asorti Mobilya, İtalyan, İspanyol, Arap ve Türk motifleri ile tasarladığı mobilyaları ile yaşam mekânlarına zengin bir zarafet kazandırıyor.
Yaptığı başarılı arge çalışmaları ve teslim ettiği çok sayıda lüks projeler ile adından bahsettiren ve kısa sürede dünyanın bilinen mobilya markası haline gelen Asortie Mobilya’nın Genel Müdürü Murat Erat, başarılarını, gelişime açık, çözüm odaklı çalışan, başarıyı seven uyumlu bir ekip olmalarına borçlu olduklarını söyledi.
Asortie markanızın kuruluş öyküsünden bahseder misiniz?
Aslında çok eski mobilyacı olmamıza rağmen bir marka oluşturma bilinci bizde birkaç yıl öncesine kadar yoktu. Dünyanın globalleşmesi, artık sınırların çok yakın olması ve ticari hayatın şekil değiştirmesi bizi bir dünya markası oluşturmaya sevketti. Biz Asortie markasını düşünürken, sadece Türkiye’nin değil dünyanın önemli markası olması gerektiğini düşündük. Zaten Türkiye’de eskiden kalma birikimlerimizle iş yapabiliyorduk. Ama dünyanın çeşitli yerlerinde ürünlerinizi pazarlamanız için öncelikle sağlam bir marka sahibi olmanız gerekiyor. Bu düşünceden hareketle Asortie markasını oluşturduk ve yaklaşık 2 yıl içinde şuan dünyanın 28 ülkesine yüzde yüz Türk mobilyası ihraç eden bir marka haline getirdik. Biz markamızın nerede olduğunu bilmek için bazı istatistiki anketler ve araştırmalar yaptırıyoruz. Yaptığımız son çalışmalara göre Asortie, şuan dünya devi birçok mobilya markası arasında bilinilirliğe sahip. Bu da bizi son derece mutlu ediyor ve yeni atılımlar için heyecanlandırıyor.
Asortie Mobilya’nın tarzı nedir?
İnsanlar dekorasyon konusunda kendilerini maalesef başkalarının çizdiği kalıplara sığdırıyor. Biz belirli kalıplar içinde üretim yapmıyoruz. Bizim tarzımız müşterimizin kendini rahat ve huzurlu hissedeceği ortamları oluşturmaktır. Mobilyalarımızı klasik, modern ve avangarde gibi gruplara ayırmıyoruz. Bizim için en iyi mobilya, rahat, konfor ve şıklık için tasarlanmış yaşanılabilir mobilyalardır. Sizin hayal ettiğiniz mobilyayı belirli kalıplara sokmak, onları alışılagelmiş motiflerle süslemek ve artık herkesin görmeye alıştığı renklerle donatmak bizim hiç alışık olmadığımız bir tarzdır. Tasarımcılarımız, ürünleri dizayn ederken önceden şekillenmiş kalıpları değil, sizin hayallerinizi çizerler. Bir anlamda Asortie Mobilya, kişiye özel butik mobilyalar üretiyor.
Yurtdışında hangi ülkelere ihracat yapıyorsunuz?
Biz Asortie olarak 28 farklı ülkeye mobilya ve dekorasyon ürünleri ihracatı yapıyoruz. Bunun yanında birçok ülkede lüks dekorasyon hizmetleri de veriyoruz. Irak, Azerbaycan, Nijerya, Ukrayna, Rusya gibi birçok ülkede otel dekorasyonu, ofis dekorasyonu, ev dekorasyonu, mağaza dekorasyonu yapıyoruz. İhracat yaptığımız ülkeler arasında Avrupa Birliği üyesi ülkeler de var. Almanya, Bulgaristan, Romanya, Yunanistan, Fransa gibi ülkeri örnek olarak verebiliriz. Aynı zamanda Nijerya, Gana, Togo, Benin, Kamerun, Nijer gibi Afrika ülkeleri ve Kazakistan, Türkmenistan, Doğu Türkistan, Azerbaycan, Özbekistan gibi Türki Cumhuriyetler de var. Bunların yanında Dubai, Suudi Arabistan, Katar, Kuveyt, Bahreyn, Irak, İran, Libya, Tunus, Cezayir gibi ülkelere de ihracat yapıyoruz.
Markanızla ilgili istatistik oluşturmak gerekirse; yurt dışından hangi ülkeden gelen müşterileriniz, hangi ürünlerinize daha çok ilgi gösteriyor?
Aslında yurtdışından gelen her müşterimizi analiz ediyor ve geldikleri ülkenin taleplerine göre tasarımlar yapmaya çalışıyoruz. Avrupa ülkelerinden gelen müşteriler oymasız sade tasarımları beğeniyorlar ama kumaşlarda parlak ve sawaroski taş tutkunudurlar. Özellikle koltuk takımlarındaki kapitone düğmelerini mutlaka taşlı olarak isterler. Arap ülkelerinden gelen müşterilerimiz Osmanlı tarzı mobilyaları seviyorlar. Genellikle altın varaklı, oymalı ve ihtişamlı klasik mobilyaları tercih ediyorlar. Afrika’dan gelen müşterilerimiz ise daha çok koyu renkli ve altın varaklı mobilyaları tercih ediyorlar. Aslında her yerin yaşam kültürüne göre farklı mobilyalar üretiyoruz. Bize bunu öğreten ise, müşterilerimizin talepleri.
Ürünlerinizde estetik mi, yoksa konfor mu ön plana çıkıyor?
Artık insanlar mal ve hizmet satın alırken çok ince eleyip sık dokuyorlar. Dolayısı ise satın almak istedikleri mobilyaların hem göze hitap etmesini istiyorlar hem de sağlam ve konforlu olmasını istiyorlar. Biz geçmişten beri ürettiğimiz mobilyalarda zaten bu üç temel unsuru en iyi şekilde kombin etmiştik. Şimdi ürettiğimiz mobilyalarda da estetik ve konfor bir arada zaten. Dolayısı ile müşterilerimizin Asortie’den almak istedikleri bir ürünü web sayfamızdan gördüklerinde “acaba bu konforlu mu?” diye düşünmelerine hiç gerek yok. Çünkü konfor ve ergonomi bizim tüm ürünlerimizin doğasında var.
Her büyük markanın Masko’da mutlaka bir mağazası olmalı mı?
Büyük mobilya markalarının Masko’da bir mağazası mutlaka olmalı diye bir şey söylemek çok zor. Bugün bizim gibi büyük olup ta Masko’da şubesi olmayan birçok mobilya firması var. Ama Masko kendi alanında dünyanın en büyük perakende mobilya çarşısı olma özelliği taşıyor. Dolayısı ise Masko’da olmak firmaya hem güç hem de bir prestij kazandırır diye düşünüyorum. Ayrıca mobilya sektörünün yapmış olduğu toplam ihracat oranında Masko’nun payının yüksek olması ve Türkiye’ye gelen yabancı müşterilerin de ilk Masko’yu tercih etmeleri firmaları burada mağaza açmaya zorluyor.
Masko’da olmak size ne gibi avantajlar sağlıyor?
Masko az önce de dediğim gibi dünyanın en büyük mobilya çarşısı. Türkiye’nin her yerinden insanlar ev mobilyası, ofis mobilyası, halı, perde vs. almak için Masko’ya geliyor. Bunun yanında dünyanın birçok ülkesinden ihracatçılar da Masko’ya geliyor. Mağaza sayısının fazla olması, içinde insanların rahatlıkla alışverişi yapabilmesi, Atatürk Havalimanı’na yakın olması ve yılın 365 günü hizmet vermesi Masko’yu cazibe merkezi haline getirdi. Dolayısı ile burada bulunan firmalar da bu avantajlardan yaralanıyor. Tabi biz Asortie olarak Masko’nun bu avantajlarının yanında dünyanın birçok ülkesine iş seyahatleri düzenliyoruz. Mobilya ve dekorasyon ile ilgili uluslararası önemli fuarlara katılıyoruz. Bir anlamda kendi pazarımızı kendimiz oluşturuyoruz. Bu istediğimiz hedefe bizi daha hızlı götürüyor.
Asortie’de en düşük fiyatlara en kaliteli malzemelerden oluşan mobilyaları almak mümkün müdür?
Hayır kesinlikle mümkün değildir. Biz kaliteli mobilyaları uygun fiyata satıyoruz diye boş bir lafın arkasına asla sığınmayız. Zaten müşteri de kaliteli olanın ucuz olmayacağını artık biliyor. Hep dediğim gibi ticaret artık şekil değiştirdi. İnsanlar beğendikleri mobilyaların tüm özelliklerini, nerelerde daha uygun fiyata bulabileceklerini, hangi kumaşın ne gibi özellikleri olduğunu, üretimde hangi ahşabın kullanıldığını vs. hepsini alışverişe çıkmadan önce internette birkaç dakikalık kısa araştırma ile öğrenebiliyor. Biz Asortie olarak asla ucuz mobilya satmıyoruz. Ucuz mobilya kalitesiz mobilyadır. Şuan bizim koltuk takımlarımızda kullandığımız kumaşlar, piyasada kullanılan standart kumaşlardan 5-6 kat daha pahalı. Üretimde tamamen el işçiliği kullanıyoruz. Müşterilerimize yaşam mekânları için en kaliteli ve estetik mobilyalar üretiyoruz. Biz bunları üretirken hiçbir masraftan kaçınmıyoruz. Dolayısı ile de müşterilerimizi sunduğumuz A sınıfı mobilyaları da sıradan mobilyalar ile aynı fiyata satamıyoruz. Ama kesinlikle de çok yüksek kar marjımız yok. Amacınız çok para kazanmak değil, çok müşteri kazanmaktır. Zaten müşteri portföyünüz gelişince para da kazanmış oluyorsunuz.
Uzun yıllar mobilya sektöründe önemli yer edinmiş bir markanın sahibisiniz. Geçmişten günümüze bakacak olursak sizce sektör hangi yönde ilerliyor?
Mobilya sektörü Türkiye’de çok hızlı ilerliyor. Belki de birkaç yıl sonra ülkenin lokomotif sektörleri arasında olacak. Şuan dünyanın birçok ülkesini gezdiğinizde orada mutlaka bir Türk mobilya markası ile karşılaşıyorsunuz. Bu da size gurur veriyor. Bugün Kayseri, İnegöl, Hatay, Adana ve İstanbul’daki mobilya sektörü çok hızlı büyüyor. Fakat mobilya sektörünün önünde birkaç engel var. Devlet bu engellerler ilgili çalışmalar yaparsa, Türk mobilya sektörü inanıyorum ki dünyadaki İtalyan mobilya gücünü yerle bir eder. Mobilya’da KDV’nin indirilmesi, yurtdışı yatırımlarda ve fabrika kurulumundan teşvikler verilmesi gibi.
Markanızla ilgili hedefleriniz neler?
Biz Asortie markasını kurarken 5 yıl içinde en az 20 ülkeye ihracat yapan bir firma haline getirmek istemiştik. Ama şuan 2 yıl olmadan 28 ülkeye ihracat yapar duruma geldik. Bu da bizi hedef değişikliğine zorladı. Şuan önümüzdeki 5 yıllık zaman içinde ihracat yaptığımız ülke sayısını 50’ye çıkarmak istiyoruz. Bunun yanında 1-2 yıl içinde üretim bantımızı daha da büyütecek ortalama 20 bin metrekarelik bir fabrika açmayı düşünüyoruz. Bu fabrika ile ilgili fizibilite çalışmalarına başladık. En kısa zamanda kurulumla ilgili karar aşamasına geleceğiz. Dünya mobilya üretiminde şuan kullanılmayan çok farklı teknikler ile mobilya üretimi yapabileceğimiz bir fabrika kurmak istiyoruz. Bu fabrikanın ekstra 200 kişiye istihdam sağlayacağını düşünüyoruz.